NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
111 - (1433) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وعمرو الناقد
(واللفظ
لعمرو) قالا:
حدثنا سفيان
عن الزهري، عن
عروة، عن
عائشة. قالت:
جاءت امرأة
رفاعة إلى النبي
صلى الله عليه
وسلم فقالت:
كنت عند
رفاعة. فطلقني
فبت طلاقي.
فتزوجت عبدالرحمن
بن الزبير.
وإن ما معه
مثل هدبة الثوب.
فتبسم رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فقال: " أتريدين
أن ترجعي إلى
رفاعة ؟ لا.
حتى تذوقي عسيلته
ويذوق
عسيلتك". قالت:
وأبو بكر
عنده. وخالد
بالباب ينتظر
أن يؤذن له. فنادى:
يا أبا بكر !
ألا تسمع هذه
ما تجهر به
عند رسول الله
صلى الله عليه
وسلم!
{111}
Bize Ebu Bekr b. Ebî
Şeybe ile Amr b. Nakıd rivayet ettiler. Lafız Amr'ındır. (Dedilerki): Bize Süfyan,
Zührî'den, o da Urve'den, o da Aişe'den naklen rivayet etiî. Aişe (Radiyallahu
anha) şöyle demiş :
Rifaa'nın karısı Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Ben Rifaa'nın nikahında idim. Beni üç
talakla boşadı da Abdurrahman b. Zebîr'le evlendim. Ama ondakini elbisenin
saçağı gibi buldum; dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) gülümseyerek;
«Rifaa'ya dönmek mi
istiyorsun? Hayır, sen onun balcağızını, o da senin balcağızını tatmadıkça
dönemezsin» buyurdu.
Aişe (Radiyallahu anha)
(Demişki): Ebu Bekir de ResuluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında
idi. Halid ise kapıda kendisine izin verilmesini bekliyordu. Derken : Ya Eba
Bekr! Bu kadının Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda alenen
ne konuştuğunu işitmiyor musun? dedi.
112 - (1433) حدثني
أبو الطاهر وحرملة
بن يحيى
(واللفظ
لحرملة) (قال
أبو الطاهر:
حدثنا. وقال
حرملة: أخبرنا
ابن وهب).
أخبرني يونس
عن ابن شاب.
حدثني عروة بن
الزبير ؛ أن
عائشة زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم أخبرته ؛
أن رفاعة
القرظى طلق
امرأته فبت
طلاقها.
فتزوجت بعده
عبدالرحمن بن
الزبير. فجاءت
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقالت:
يا رسول الله ! إنها
كانت تحت
رفاعة. فطلقها
آخر ثلاث
تطليقات.
فتزوجت بعده
عبدالرحمن بن
الزبير. وإنه،
والله ! ما معه
إلا مثل
الهدبة. وأخذت
بهدبة من جلبابها.
قال: فتبسم
رسول الله صلى
الله عليه وسلم ضاحكا.
فقال:
"لعلك
تريدين أن ترجعي
إلى رفاعة. لا.
حتى يذوق
عسيلتك
وتذوقي عسيلته".
وأبو بكر
الصديق جالس
عند رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. وخالد
ابن سعيد بن
العاص جالس
بباب الحجرة
لم يؤذن له.
قال: فطفق
خالد ينادي
أبا بكر: ألا
تزجر هذه عما
تجهر به عند
رسول الله صلى
الله
عليه وسلم ؟.
{112}
Bana Ebu't-Tahir ile
Harmeletü'bnu Yahya rivayet ettiler. Lafız Harmele'nindir. Ebu't-Tahir (Bize rivayet
etti.) Harmele ise (Bize îbnî Vehb haber verdi) tabirlerini kullandılar. (ibni
Vehb demiş ki): Bana Yunus, ibni Şihab'dan naklen haber verdi. (Demişki): Bana
Urvetü'bnu Zübeyr rivayet etti. Ona da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
zevcesi Aişe haber vermiş ki,
Rifaatü'I-Kurazî
karısını Üç talakla boşamiş da, kadın ondan sonra Abdurrahman b. Zebîr ile
evlenmiş. Sonrasında kadın Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Ya
Resulallah, ben Rifaa'nın nikahı altında idim. Sonunda beni üç talakla boşadı;
ben de ondan sonra Abdurrahman b. Zebîr ile evlendim. Ama hakikatte vallahi
ondakini ancak elbisenin saçağı gibi buldum: demiş; ve çarşafından bir saçak
koparmış. Bunun üzerine ResuluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gülerek
tebessüm buyurmuş ve :
«Galîba sen Rifaa'ya
dönmek istiyorsun! Hayır, o senin balcağızını, sen de onun balcağızını
tatmadıkça (dönemezsin)» buyurmuşlar,
Ebu Bekir de ResuluIIah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında oturuyormuş. Halid b. Saîd b. As ise
hücrenin kapısında oturmakta imiş: (içerî girmek için) kendisine izin
verilmemiş imiş. Bunun üzerine Halid Ebu Bekr'e: Bu kadını Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda aşikare konuşmaktan men'etsen a!
diye seslenmeğe başlamış.
113 - (1433) حدثنا
عبد بن حميد.
أخبرنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن الزهري، عن
عروة، عن
عائشة ؛ أن
رفاعة القرظي
طلق امرأته
فتزوجها
عبدالرحمن بن
الزبير. فجاءت
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقالت:
يا رسول الله !
إن رفاعة
طلقها آخر
ثلاث تطليقات.
بمثل حديث
يونس.
{113}
Bize Abd b. Humeyd
rivayet etti. (Dedikî): Bize Abdürrazzak haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer,
Zührî'den, o da Urve'den, o da Aişe'den naklen haber verdi ki, Rifaatü'I-Kurazî
karısını boşamış da kadını Abdurrahman b. Zebîr almış. Sonrasında kadın Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Ya Resülallah! Rifaa beni üç talakın
sonuna kadar boşadı... demiş. Ravi hadîsi Yunus, hadîsi gibi rivayet etmiştir.
114 - (1433) حدثنا
محمد بن
العلاء
الهمداني.
حدثنا أبو أسامة
عن هشام، عن
أبيه، عن
عائشة ؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم سئل عن
المرأة
يتزوجها
الرجل،
فيطلقها،
فتتزوج رجلا،
فيطلقها قبل
أن يدخل بها.
أتحل لزوجها
الأول ؟
قال "لا. حتى
يذوق عسيلتها".
{114}
Bize Muhammed b. A'la'
El-Hamdanî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu Usame, Hişam'dan, o da babasından,
o da Aişe'den naklen rivayet etti ki,
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e bir adamın evlenip de boşadığı bir kadın başka kocaya varır
da o kocası cinsî münasebetten evvel onu boşarsa birinci kocasına helal olur
mu? diye sorulmuş da :
«Hayır, ikinci kocası
onun balcağızını tutmadıkça helal olmaz.» buyurmuşlar.
(1433) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا ابن
فضل. ح وحدثنا
أبو كريب.
حدثنا أبو
معاوية. جميعا
عن هشام، بهذا
الإسناد.
{…}
Bize Ebu Bekir b. Ebî
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize îbni Fudayl rivayet etti. H.
Bize Ebu Kureyb de
rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu Muaviye rivayet eyledi. Bu raviîer hep birden
Hişam'dan bu isnadla rivayette bulunmuşlardır.
115 - (1433) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا علي بن
مسهر عن
عبيدالله بن
عمر، عن
القاسم بن
محمد، عن عائشة.
قالت: طلق رجل
امرأته ثلاثا.
فتزوجها رجل
ثم طلقها قبل
أن يدخل بها.
فأراد زوجها
الأول أن يتزوجها.
فسئل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم عن ذلك.
فقال: "لا.
حتى يذوق
الآخر من
عسيلتها، ما
ذاق الأول".
{115}
Bize Ebu Bekir b. Ebî
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Aliyu'bnu Müshir, UbeyduIIah b. Ömer'den, o
da Kaasım b. Muhammedi'den, o da Aişe'den naklen rivayet eyledi. Aişe şöyle
demiş:
Bir adam karısını üç
defa boşadı da kadmı başka bir adam aldı. Sonra onu cinsî münasebette
bulunmadan boşadı. Bunun üzerine ilk kocası onunla tekrar evlenmek istedi. Ve
mes'ele Resulullah (Sallalluhu Aleyhi ve Sellem)'e soruldu. O:
«Hayır! ikinci kocası
onun baîcağızından, birincinin tatdığı gibi tatmadıkça onunla evlenemez.»
buyurdular.
(1433) وحدثناه
محمد بن
عبدالله بن
نمير. حدثنا
أبي. ح
وحدثناه محمد
بن المثنى.
حدثنا يحيى
(يعني ابن
سعيد). جميعا
عن عبيدالله،
بهذا الإسناد،
مثله. وفي
حديث يحيى عن
عبيدالله: حدثنا
القاسم عن
عائشة.
{…}
Bize bu hadîsi Muhammed
b. AbdiIIah b. Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet eyledi. H.
Bize bu hadisi Muhammed
b. El-Müsenna dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya yani ibni Saîd rivayet
etti. Bunlar hep birden Ubeydullah'dan bu isnadla yukarki hadisin mislini
rivayet etmişlerdir.
Yahya'nın Ubeydullah'dan
rivayet ettiği hadîste: «Bize Kasım, Aişe'den rivayet etti.» cümlesi vardır.
İzah:
Bu hadîsi Buharî
«Kitabu'ş-Şehadat» ile «Kitabu't-Talak»da Tirmizî «Nikah» bahsinde. Nesaî «Nikah»
ve «Talak»da; ibni Mace dahi «Nikah» bahsinde muhtelif ravilerden tahric
etmişlerdir.
Rıfaa’nın karısı Temime
binti Vehb'dir.
Anlaşılıyor ki Temime
ikinci kocası Abdurrahman'ı cima'ya karşı gevşek bulmuş, onun metamı elbisenin
saçağına benzetmiştir.
Useyle: Asele'nin ismi
tasğiri olup balcağız manasına gelir. Bu kelime cinsî münasebetten kinayedir. Yani
cima'nın lezzeti bal'a benzetilmiştir.
Konuşmayı dışardan
işiten HaIid b. Said, Hz. Ebu Bekr'den sonra üçüncü veya dördüncü olarak islamiyeti
kabul eden zattır. Bazıları Ebu Bekr (Radiyallahu anh) ile beraber müslüman
olduğunu söylerler. Kadını sesinden tanıyarak açık saçık konuşmasını ayıplamış,
onu susturması için Hz. Ebu Bekr’e müracaat etmiştir.
Rivayetlerin umumundan
anlaşıldığına göre Hz. Rifaa karısını üç defa boşamıştır. Bir rivayette:
«Derken ibni Zübeyr beraberinde başka kadından iki oğlu ile geldi. Kadın: Vallahi
onun bir kabahatinden bir şikayetim yok;
ancak onun metai bana şundan daha faydalı değildir, diyerek elbisesinden bir
saçak teli kopardı. Bunun üzerine ibni Zübeyr: Yalan söyledi ya Resulallah! Ben
onu tabaklanmış deri silker gibi silkiyorunı. Ama o itaatsizlik ediyor, Riiaa'yı istiyor, dedi.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadına: «Eğer dediğin
gibi ise ibni Zübeyr senin balcağızından tatmadıkça Rifaa'ya helal olamazsın
yahut ona yaramazsın, buyurdular.» denilmektedir.
Bu babda Nesai ile îbni
Mace Abdullah b. Ömer'den; Beyhakî, Hz. Enes'ten Taberani, Hz. Aişe'den
hadîsler rivayet etmişlerdir.